Finlandiya’nın eğitim açısından “dünyanın en iyisi” olmasının sebeplerini hiç düşündünüz mü?

Sizce o ülkedeki öğrenciler çok mu zeki?

Genetik ve zekâ, dolayısıyla başarı arasında bir bağ olabilir fakat ülkemiz öğrencilerinin zekâ düzeyi hiçbir ülkeninkilerden az değil. Hatta duygusal ve sosyal zekâ düzeyimizin diğer ülkelere göre fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki bizi geriye götüren, olumsuz etkileyen faktörler nelerdir?

Sistem… Evet, sistemde hatalar, eksiklikler olabilir ancak en önemli problem; okullardaki öğrenci nüfusunun fazla olması. Öğretmen başına düşen öğrencinin fazlalığı ve öğretmenin, öğrencinin gizil güçlerini fark edemeyecek kadar çok derse girmesi, yoğunluktan ötürü öğrencinin bireysel iniş ve çıkışlarını takip edememesi ve kaçınılmaz son: başarısızlık. Bu sorunların en alt düzeyde olması gereken özel okullarda bile 1.000 üzeri öğrenci olması, her yaş düzeyinde açılan sınıfların şubelerinin sayısının 6-7 hatta daha fazla olması öğrenci üzerinde özel bir etki oluşturamamaktadır.

Öğrencinin bir yandan özel okula gidip bir yandan da dışarıdan yoğun bir özel ders temposuna girmesi maalesef eksikliklerin okullarda giderilemediği anlamına gelir.

Öğrencinin rehberlik faaliyetlerinin aksaması, öğrenci velisinin tanınmıyor olması, “veli-öğretmen aktif görüşme sistemi”nin olmayışı vb. olumsuzluklar doğal olarak, öğrencinin akıntıya kürek çekmesine sebep olarak onları boşvermişliğe itiyor.

Meydana gelen başarısızlıklar, bahaneler, “keşke”ler, sebepler… Koca bir sıfır kalıyor elde. İşte Finlandiya’nın en önemli özellikleri; öğrencilerin ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu alanların küçük yaştan itibaren fark edilebilmesi, okullarda az öğrenci olması ve öğretmenlerin sorumluluklarını üstlenebileceği kadar öğrenciyle ilgileniyor olmasıdır.

Düşünün:

  • Ülkemizdeki okullarda her yaş düzeyi için maksimum 3 şube açılsın.
  • Öğretmen başına ortalama 4-5 öğrenci düşsün.
  • İlgili yöneticiler dahil ve tüm öğretmenler, danışmanı olduğu velilerle, özel görüşmeler yapsın ki öğrencinin gelişimine yön verebilsin.
  • Okulca aksaklıklar, eksiklikler, anlaşılmayan konular anında tespit edilip önlemler alınsın.
  • Akademik çalışmaların tümü okulda yapılsın, böylece öğrenci dışarıdan desteğe gerek duymasın.
  • Okul her ay velilerini arayarak düzenli memnuniyet testleri yapsın, velilerin önerilerini alsın ve uygulasın.
  • Okulda uygulanan tüm çalışmalar enine boyuna düşünülmüş olsun.
  • Öğrenci sosyal ve kültürel faaliyetlerde okul tarafından devamlı desteklensin ve görevlendirilsin.
  • Yani okulda herkes mutlu ve özel olduğunu hissetsin.

Sizce Finlandiya’dan farkımız kalır mı?

Diğer okulları bilemeyiz ama biz bu uygulamaların daha fazlasını yapıyoruz. Sonuç odaklı olmakla birlikte öğrencilerimizin başarısında kendilerini özel hissetmelerini sağlayarak okulumuza karşı aidiyet duygularının oluşmasına katkıda bulunuyoruz. Onların öğrenme odaklı olmalarını, sosyal ve kültürel yönden gelişmelerinin yanı sıra akademik başarılarının da en üst düzeyde olmasını sağlamaya çalışıyoruz.